ÖNCE BİR BOŞLUK OLDU KALP GİDİNCE AMA ŞİMDİ İYİ - BEN NASIL GÖRDÜM?
Beklentilerin hayal kırıklığına evrildiği, her şeyin
düzeleceğine dair umudun gerçek dışı kaldığı ve devam etmenin yalnızca
kabullenmeyle mümkün olduğu bir yer var. Çoğumuzun dehşetle duyumsadığı o
yerde, bir dolu insan aydınlığı bekliyor. Mağdurların yitirdikleri ve
tutulmayan elleri görülmedikçe ışık da uzaklaşıp gidiyor. Lucy Kirkwood’un
yazdığı Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince Ama Şimdi İyi insan tacirlerinin yarattığı karanlığı anlatıyor. Tiyatroysa uzakları
yakın kılması ve duyulmayanı bağırtmasıyla var olanların tanığı olmamızı sağlıyor.
Bizim için büyük bir bilinmeyeni temsil eden bu insanların ve ışığın görünür
olması sahnede mümkün hale geliyor.
Bavulunu hazır edip bir umut yolculuğuna çıkan Dijana,
İstanbul’a büyük ve görkemli düşlerini de sürükler. Cesur kararının ona tüm
güzellikleri sunmasını beklemektedir. Mustafa ile tanışması da bu hallerine
denk düşer. Dijana, Mustafa’ya âşık olduğu gibi ona teslim olması da bir olur.
Kafasında hiçbir soru işareti barındırmadan Mustafa’ya ve onunla kuracağı
geleceğine sarılır. Bu, Dijana’nın insan tacirlerinin eline düşmesinin hikâyesidir.
Asla bitmeyecek düzmece bir borç ile fuhşa zorlanan nice kadının arasına
katılır. Biz hikâyeye, Dijana’nın içinde olduğu durumu kabullendiği –buna mecbur
kaldığı- bir yerinden gireriz. Hapsedildiği tek göz odasına bir kuş girer. Dijana
da ezile büzüle kuşu öldürüverir. Bunu, o odaya mahkûm kalmanın ne demek
olduğunu bildiğinden yapar. Dijana, o odada bir kuşun kaldıramayacağı kadar yaşama
uzaktır. Özgürlüğü elinden alınalı, kendi tabiriyle ağlamanın faydasızlığı ile
yüzleşeli epey olmuştur. İnsanlığa büyük şans ya da şanssızlık olarak verilmiş
bir kabiliyetle - gerçekten de baktığımız yere göre durum tümüyle değişir -
karanlığa alışmıştır. Oyunun çarpıcı
ismi de burada kendini gösterir. Küçük bir kızın kalp nakli sonrasında kurduğu
basit ve çarpıcı bir cümle: Önce bir boşluk oldu kalp gidince, ama şimdi iyi.
Şüphesiz Dijana’nın elinden yaşayabilme, hissedebilme yetisi alınmıştır. Geriye
ise koskoca bir boşluk kalmıştır. Ne yerden yere vurur kendini, ne de derin
derin nefes alabildiği söylenebilir. Emin olduğumuz tek şey alıştığıdır.
Kendisine biçilenlere ve Mustafa’nın hiçbir zaman dilediği şekilde ona gelmeyeceğine
alışmıştır. Dijana, ironik sözleriyle önce bize yakınlığını ve durumunun farkında
olduğunu gösterir. Bu; Dijana’ya yabancılaşmamız, içine düştüğü uçuk olay örgüsünü
kendimize uzak kılmamamız için değerlidir. Ardından yaptıkları ve ani duygu
değişimleriyle paramparça olmuş ruh halini açık eder. Kendine sığınacak düşler
kurmuş, her sağanakta oralara kaçmıştır. Doğmamış çocuğuyla yarınların planını
yapar. Ve elbette biliriz ki Dijana, gösterdiği kocaman ağın içinde eksile
eksile kayıp düşmüş kadınlardan yalnızca biridir.
Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince Ama Şimdi İyi, Mehmet Ergen’in yönetmeliğinde
Türkçeleştirilmiş ve bize adapte edilmiş. Oyun yedi yıldır sahne alıyor ve
seyirci tarafından oldukça sahiplenilmiş bir yapım. Bunun en önemli
sebeplerinden biri kuşkusuz Esra Bezen Bilgin’in oyunculuğu oluyor. Oyunda
Dijana ile yolları kesişen Bahar karakteri de Güliz Gençoğlu tarafından
canlandırılıyor. Aynı kargaşanın parçası bu iki kadının kurduğu iletişim,
psikolojik olarak ne denli hasar aldıklarını anlamamızı sağlayan sahne oluyor. Oyunda
belki de en önemli vurgulardan biri markalar üzerinden yapılıyor. Devamlı
olarak kullanılan marka isimleri, algılarımıza yönelik bir eleştiri
barındırıyor. Değerimizi belirleyen sahip olduklarımızın pahalılığı oluyor. Dijana
da kendi ederini 2,5 iphone olarak tanımlarken nesnelerle aramızdaki çarpık
ilişkiyi görünür kılınıyor. Oyunun noksan yanı içinse sahne aralıklarının
tempoyu düşürecek kadar uzun olması diyebiliriz.
Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince Ama Şimdi İyi, üzeri örtülü bir gerçeğin anlatısı
olur. Fuhşa zorlanan göçmen kadınları duymamızı ve onların her an içinde
yüzdükleri hüznü perde kapanana dek solumamızı sağlar. Lucy Kirkwood’un metni onların
yalnızlık duygusunu tümüyle hissettiklerini söyler. Bu sebeple; Dijana’ya
ağlamak hiçbir şey getirmez belki ama bizim Dijana için ağlamamız kıymetlidir.
Tüm bunlar değer biçilemeyecek kadar değerli olduklarını kendimize ve onlara
hatırlatmak içindir. Odamızdaki kuşu yaşattığımız günler olsun!
İçten gelen not: Sevinç Tevs - Ve Ben Yalnız
Yorumlar
Yorum Gönderme